Evet nedense çok sinirlenmeye başladım artık bu tür programları yapanlara ve programın fanlarına. Ya izleyenlere bakıyorum, yaşlısı genci, bekarı, evlisi her kesimden ciddi bir fan grubu mevcut. Hele bir arkadaşımın kaldığı evin tüm ahalisi istisnasız evlendirme programlarından birini(baş harfi "su gibi") takip ediyorlar ve seyircileri bile ezberlemişler artık. Hatta o kadar işlemişki ev hayatına, sokakta, parkta, bahçede gördükleri kişileri "lan bak bak aynı S_ G_._._'deki Muhsin'in talip olduğu kadına benziyor"tarzında ifadelerle betimliyorlar.
Herneyse aslında burada suç sadece halkımızda değil, medyayı yönlendirme gücüne sahip kişi ve kurumlardan devlete kadar bir çok kesimin payı var bu gidişatta. Ama milliyet yazarlarından Serpil Yılmaz'ın bu konuya ucundan parmak basması çok hoşuma gitti.Serpil Yılmaz yazısında Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) kurucularından olan ve Demsa Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Demet Sabancı Çetindoğan'ın kurduğu ZTV'den bahsediyor. Evhanımlarının, öğrencilerin, herhangi bir konuda kendini geliştirmeye üşenip, ayağına hazır iş bekleyen ve işi sürekli işsizlikten şikayet etmek olan vatandaşımızın faydalanabileceği, bir kanal ZTV...Nadirende olsa böyle TV kanallarıda olabiliyormuş demekki...Neyse daha fazla uzatmadan yazıya geçsem iyi olacak...
"
Sabancı’nın ZTV’si evlilik programlarına rakip olabilecek mi?
Başlıkta yer alan sorunun yanıtının “evet” olması; bir temenniden ibaret mi, yoksa elimizde bu yönde bir veri mi var? Demet Sabancı Çetindoğan’dan bundan üç yıl önce kurduğu Mediasa’nın son üç yıldır uydudan ve D-Smart’tan yayın yapan eğitim kanalı ZTV’nin, izleyici profili içinde ev hanımlarının da olduğunu öğreniyoruz. ZTV’yi anlatan Çetindoğan, “ÖSYM ve Kamu Personel Sınavı’na (KPS) hazırlananlar gibi, ders programlarımızı ev kadınları da bizi izliyor. Ev hanımları, İngilizce, Fransızca, Almanca gibi yabancı dil öğrenim programlarının yanı sıra, takı gibi el becerilerini geliştiren yayınları da takip ediyorlar. Kadınlar gönderdikleri mail’lerde, yaptıkları takıları sattıklarını söyleyerek ZTV’ye teşekkür ediyorlar” diyor. Çetindoğan’a yalnızca ev kadınlarından mail gelmiyor; açık öğretim sınavlarına hazırlanan mahkûmlardan, üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerden, hatta yurtdışında yaşayan ve çocuklarına Türkçe öğretmek isteyen Türk diasporasından da geliyor. Ekrana paralel olarak kurulan “ztv.com.tr” internet sitesinin ziyaretçi sayısının yılda 700 bine ulaştığını söyleyen Çetindoğan, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile protokol imzaladıklarını anlatıyor. Buna göre ZTV, MEB’in elindeki datalardan yararlanacak ve 81 ilin Milli Eğitim müdürlükleri tarafından bu eğitim programları öğrencilere tanıtılacak. Eğitimde fırsat eşitliği Üniversite eğitimini Londra Richmond College’da tamamlayan Çetindoğan, dershaneye gidecek parası olmayan milyonlarca gence bir “eğitimde fırsat eşitliği” projesi olarak ZTV’yi kuruyor. Kâr amacı gütmeyen ve ekonomik olarak en alt kesimin talepleri göz önüne alarak hazırlanan eğitim kanalı hakkında bilgi veren Çetindoğan, “Öğrencilerin ekrandaki derse dikkatlerini verebilmeleri için 20’şer dakikalık hazırlanan eğitim paketlerimizin arasına, bir gençlik kanalı olarak dinlendirici programlar da koyuyoruz” diyor. Çetindoğan’ın bu sözlerini dinlerken herkesin gözünün önünde TRT’nin sıkıcı açık öğretim kanalının belirdiğini biliyorum. “ZTV için yaklaşık 1.5 milyon dolarlık yatırım yaptık. Amacımız dershaneye gidemeyen ve özel ders alamayan çocuklarımızı ÖSYM sınavlarına hazırlamak” diyen Çetindoğan, ikinci bir eğitim kanalının da düşünüldüğünü söylüyor. ZTV’nin neden yalnızca D-Smart ve uydu kanalından yayın yaptığını merak edebilirsiniz. Sabancı’nın sosyal proje olarak başlattığı ZTV, izleyicilerine ek maliyet yüklememeye çalışıyor. Yine, yeniden Zaha Hadid umudu 19. yüzyıldan günümüze, dünya sosyetesini ünlü markalarla buluşturan Harvey Nichols’un Türkiye Temsilcisi de olan Demsa Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Sabancı Çetindoğan’ın tek uğraş alanı ZTV değil. Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) kurucularından da olan Çetindoğan, moda dünyasından öte, “eğlence sektörünün gözdesi” olarak konumlanan Fashion TV ile medya sektörüne girmişti. Çetindoğan dünyanın 203 ülkesinde gösterilen “Fashion TV” kanalıyla ilgili olarak geliştirdikleri “İstanbul defilesi” projesini, “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı”na sunduklarını, ancak olumlu yanıt alamadıklarını anlatıyor. Çetindoğan ailesinin son yıllarda kamu idaresinden olumsuz yanıt aldığı tek proje de bu değil. Beyoğlu’nda 2. derece tarihi bir binayı satın alan aile, burada resim müzesi kurmak istiyordu. Restorasyonu, Tepebaşı Suna-İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi mimarlarından, Ak Parti Kadıköy belediye başkan adayı ve TAÇ Vakfı Başkanı Dr. Mimar Sinan Genim üstlenmesine rağmen bina için izinleri çıkartamadılar. Çetindoğan ailesi bunun üzerine ilgisini Haliç’e çevirdi ve yeni bir bina yapmaya karar verdi. İçinde 990 resim koleksiyonun yer alacağı yeni müze binasının tasarımı için, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin açtığı uluslararası mimari yarışmada Kartal protojesini kazanan, Bağdat doğumlu İngiliz vatandaşı mimar Zaha Hadid ile görüşülüyor. Bakalım Çetindoğan ailesi belediyenin rüyasını gerçekleştirip, uluslararası üne sahip mimar Hadid’in imzasını taşıyan bir eseri İstanbul’a kazandırabilecek mi?"
Serpil Yılmaz/Milliyet gazetesi
kaynak:milliyet.com.tr
