Sayfalar

31 Aralık 2009 Perşembe

birFİKRİNmiVAR?

Şimdiye kadar yer yer marka tanıtımları, markaların gelişim süreçleri yer yer girşimcilik hikayeleri ve ilerleme politikalarından bahsettik. Belki bu yazılanlar çizilenler, internette dolaşan hikayeler bizlere bir noktada yol gösterici oldu ama uzun zamandır kafanda tasarladığın, annene babana bile söylemediğin, sana köşeyi döndürecek bomba fikrini hayata geçirme fırsatı mouseunun ucuna geldi.

LabX ve Özyeğin Üniversitesi'nin önderliğinde GYİAD, Cisco Systems, UK Trade and Investment'ın katkılarıyla düzenlenen birFİKRİNmiVAR? yarışması sana ilaç olacak.

İş fikriniz, Ar-Ge çalışması gerektiren bir ürün veya hizmet olabileceği gibi, var olan bir ürün veya hizmetin ticarileşme sürecindeki yenilikçi fikirlerden de oluşabilir. İş fikrinizin değerlendirilmesinde fikrin potansiyeli, uygulanabilirliği ve rekabet ortamı gibi kriterler ölçülecek.

28 Şubat 2010'a kadar Girişimcilik Serüveni Yarışma Formu'nu doldurup maratona giriyorsunuz. Ön elemeyi geçip ilk 40 proje arasına girdikten sonra seçkin jüri üyelerinin karşısında en iyi sunumu yapıp ilk 20'ye kalmaya çalışıyorsunuz. Bu aşamadan sonra iş fikirlerinizi kapsamlı bir iş planına çevirmeniz istenecek ve bu konuda gerekli profesyonel destek sağlanacak.

Yolun sonunda ipi göğüsleyen çalışma İngiliz başkonsolosluğu'nda aşağıdaki ödüllerle ödüllendirilecek;

- Hayallerinin şirketini kurmak için LabX Melek Yatırımcıları aracılığı ile 300.000 TL’ye kadar sermaye desteği,

- Şirketin İngiltere'de kurulması halinde WMG (Warwick Manufacturing Group)-University of Warwick İnkübasyon Merkezi'nden +300.000 TL değerinde ofis alanı masrafları, inkübasyon desteği ve network,

- Özyeğin Üniversitesi’nden 20.000 TL kurulum sermayesi ve 50.000 TL'lik Yönetici Eğitimi bursu,

- Microsoft'tan program kriterine uyan tüm şirketlere Microsoft ürünlerini bedava kullanım hakkı veren ücretsiz Microsoft BizSpark üyeliği ve dünyanın en ünlü risk sermaye şirketlerinin toplanacağı EU VC Summit 2010'a katılma ve fikrini sunma fırsatı,

- UKTI sponsorluğunda iş fikrinle ilgili İngiltere’ye bir haftalık iş seyahati,

- İş fikrini hayata geçirme ve finansman temini aşamalarında LabX tarafından profesyonel destek sağlanması ve iş fikri hayata geçtikten sonra işin bir ortağı olarak kurumsallaşma ve yönetim danışmanlık hizmetlerinin kesintisiz devamı

Yarışmayla ilgili daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Fikrinizi hayata geçirmek için bu fırsatı değerlendirin ve ülkemize yeni bir Türk markası kazandırın.

Girişimcilik serüveninde FİKRİ BULAN ŞİRKETİ KURACAK


kaynak: http://www.birfikrinmivar.com

24 Aralık 2009 Perşembe

Markalarda Maskot Geleneği

Pazarlama ve reklam sektörü şüphesiz bütün markalar için çok önemli ve sektörde kıyasıya bir rekabet var. Aslında rekabetin parametresi belli; markanın ismini olumlu bir şekilde öne çıkarabilmek. Bir süre bu iş, markanın logosu üzerinde değişiklikler yapma, efektiv logolarla piyasaya girme şeklinde devam etti. Logoda farklı renkler, fontlar kullanma gibi hatta köşeli harflerden ziyade daha yuvarlak hatların kullanılmaya başlandığını düşünüyorum. Tabi zaman ilerledikçe yeni fikirler, modeller gördük piyasada. Bunlardan biriside maskot kullanma geleneği oldu. Artık logodaki, isimdeki renklilik yeterli görülmüyor ve markalar reklamlarını kendileriyle özdeşleştirmeye çalıştırdıkları maskotları üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Hatta uygulaması oldukça başarılı olmuş ve maskotu isminin önüne geçmiş markalar bile var. Mesela sizinde bildiğiniz üzere MICHELIN lastik markasının garip beyaz bir adamı var. Bunu o kadar ön plana çıkarmışlar ki benim michelin ismini unutma imkanım var ama o beyaz adamı unutamam heralde.

Aynı şekilde Turkcell'de kendine özgü karıncasıyla yıllardır bu uygulamayı yapıyor ve oldukça başarılı. Bütün Turkcell bayilerinde, Turkcell reklamlarında eksik olmayan bir obje haline geldi. Bazı markaların bu uygulamada başarılı olması ve belki bu şekilde pazar paylarını ciddi anlamda artırmaları diğer markalarıda buna teşvik etmiş olacakki günümüzde birçok markanın maskotu var artık.

Arçelik yıllar önce gözümüze o kadar çok alıştırdığı logosunu bi yana bırakıp yepyeni bir logoyla ve Çelik le değişime gitti. Artık önemli bir taraftar kitlesi var Çelik'in. Bunun yanında Yapı Kredi WorldCard ı mor vadaalarıyla tanıttı. Bir süre sonrada aveanin southpark'a yakın bir köyden çıkıp geldiklerini düşündüğüm geniş ailesiyle tanıştık.

Ağustos 2008'de TTNet'ten sonra yeni adsl markası olarak BİRİ'de sarı adamlarla girdi piyasaya. Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşan Koç.net genel müdürü Mehmet Ali Karaca piyasada yeni oldukları dönemde sokaklara bu sarı adamlardan saldıklarını hatta halkın biri'yle ilk sokakta tanıştığını söylemişti. Doğal olarak bu sarı adamlar halkın garip ilgisini çekti ve büyük ihtimalle akıllarda kalıcı oldu. Artık biri'yi taksilerde otobüslerde tvlerde çok rahat görebilmek mümkün.

Gösterişin her zaman ön planda olduğu, içerikten fazla sunuma önem verildiği piyasada maskotlar önemli bir rol alacağa benziyor. Aslında reklamdaki boyutta artıyor. İki boyuttan üç boyuta geçildi, daha nerelere gidebileceğini göreceğiz. Hayal gücünün sınırı olmadığı için ilerde çok daha ilginç, keyifli modellerle karşılaşabilmemiz mümkün. Yeterki siz alın verin ekonomiye can verin!!

14 Aralık 2009 Pazartesi

THY Barcelona'yı taşıyor!!

Geçtiğimiz günlerde gazetelerden güzel bir haber okudum. THY şampiyonlar ligi ve ispanya ligi şampiyonu Barcelona FC takımıyla resmi taşıyıcı sı olma konusunda anlaşmaya vardı. THY 3 yıllık süre içerisinde Barcelona'ya Şampiyonlar ligi deplasman maçlarında ve 2010'da Asya'da düzenlenecek ticari turlarda hizmet edecek. Olayın önemli noktalarından biriside bu anlaşmayla ülkemizin en önemli markalarından THY dünya devi Barcelona'nın 5.resmi ana sponsoru ve İspanya dışından 3.sponsoru olma ünavını kazanacak. Barcelona'nın ikisi Katalan (La Caixa Bankası ve Estrella Damm-Bira markası), ikiside ülke dışından (Nike ve Audi) olmak üzere 4 resmi ana sponsoru bulunuyor. THY'yi kutlamak lazım. Anlaşma ses getireceğe benziyor(du!!).

Bu habere sevinmişken, ülkemizin hizmet ve kalitesiyle kendini ispatlamış bir hava yolu şirketinin uçaklarına Barcelona amblemini yapıştıracak olması göğsümüzü kabartmışken bugün okuduğum bir haberse keyfimi bozdu. Anlaşmadan sonra Barcelona THY ile ilk uçuşunu 9-19 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası'na katılmak için dün Abu Dabi'ye gerçekleştirdi. Uçuş normalde direkt olarak Abu Dabi'ye gerçekleştirilecekti fakat THY'nin Barcelona'yla anlaşmasını hazmedemeyen İspanyol havayolu şirketleri ortalığı karıştırdı ve uçuş İstanbul üzerinden aktarmayla gerçekleştirilmek zorunda kaldı. Barcelonalı futbolcular ve teknik heyette hem İspanya'da hemde İstanbul'da beklemek zorunda kaldı.

Bu tatsızlıktan oldukça rahatsız olan Barcelona ve THY yetkilileri İspanyol şirketlere yüklendi. Barcelonalı yetkililer hareketin kasıtlı olduğunu düşünüyorlar ve "başka bir takım olsaydı böyle olmazdı" açıklaması yapılmış.

Artık sorun anlaşma yapan takımın Barcelona olması mı, yoksa anlaşılan şirketin Türk olması mı kesin birşey söylenemez belki ama İspanya'da bizi çok iyi temsil edeceğine inandığım THY nin ilk aşamada böyle bir sorunla karşılaşması çok sinir bozucu. Umarım sorun daha ileriye gitmez ve anlaşmadan her iki tarafta memnun kalır. Eğer hala bir şekilde uluslararası arenada önde olmamızı istemeyen dış güçler yolumuza taş koymaya çalışmazlarsa THY nin uluslararası piyasada çok iyi işler yapacağına inanıyorum. Bence ülkemizde bu gelişmeyi gösterecek sayılı markalardan birisidir THY.

Tebrikler...


kaynak: http://www.sabah.com.tr/SPOR/2009/12/14/%C4%B0SPANYAYA_KARS%C4%B0
http://www.sabah.com.tr/Spor/2009/12/14/iste_o_ucak

7 Aralık 2009 Pazartesi

Yeditepe 3 Boyut - Fotoğraf Sergisi

Bugün Kadıköy'den vapurla karşıya geçmek için Kadıköy İskelesi'ne girdiğim sırada üst katta bir resim sergisinin olduğuna dair kocaman afişler gördüm. Afişler Ender Enön'ün 3 byutlu resim galerisinin olduğunu yazıyordu. Yeşil-kırmızı renkli gözlüklerden bir tane alıp sergiyi dolaştım ve çok beğendim. 70-80 civarında resim vardı ve hepsi çok güzeldi. Sergiyi dolaşmam esnasında serginin sahibi Ender Enön ve 3 arkadaşıyla tanıştım. Benden 2dk önce gelen iki gencin sergiye olan ilgisizliğine sitem eder gibilerdi. Salona girip gözlükleri taktıktan sonra "bu ne ya!" deyip çıkıp gitmeleri biraz sinirlerini bozmuş anlaşılanki bana "neden ilgini çekti" gibi sorular sordular ve birazda mutlu oldular galiba.

Serginin sahibi Ender Enön'ün esas branşı gemi ve makine mühendisliği. Kimya sektöründede çalışmış ama artık emekli. Gençlik yıllarında özellikle 3 boyutlu görüntülere meraklı iken yeterli teknik donanım olmamasından dolayı bu hobisine biraz ara vermiş. Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle tekrar bu yeteneğini ortaya çıkarmaya karar vermiş ve çalışmalara başlamış. Bu işide son derece zevkle yapıyor.

3 boyutlu resimlerin nasıl yapıldığı konusunda biraz daha ayrıntılı bilgi istedim Ender Bey'den. Fotoğrafın 3 boyutlu algılanabilmesi için kırmızı ve yeşil resim var. Bu resimler 2 göz aralığı mesafesinde 2 kamerayla çekiliyor. Bilgisayar ortamında Stereo Photo Maker programıyla resimler birleştiriliyor ve gerekli ince detaylar ayarlanıyor. Tabi resimlere kırmızı-yeşil gözlüklerle bakmak gerekiyor. Çıplak gözle resimdeki derinlik anlaşılmıyor. Bunun sebebide gözlüğün yeşil kısmı kırmızı resmi, kırmızı kısmıda yeşil resmi algılamamızı sağlıyor ve derinlik algısı oluşuyor. Kamera nasıl olmalı diye sordum ve "yüksek çözünürlük veya zoom gibi özelliklere gerek yok telefonda çekilen resimler bile yapılabilir" cevabını aldım.

Sandığımdan kolay yapılabilir bir işmiş. Ortaya çıkan ürünler gerçekten çok güzel. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim. Kendinizi resimdeki caminin önünde uçuşan güvercinler arasında veya sahildeki kafede birşeyler içen insanlar arasında hissedin. Gerçekten denemeye değer. Ücretsiz ve gezmek için herhangi bir işlem gerekmiyor. Sergi 12 Aralık'a kadar Kadıköy İskelesi Şirket-i Hayriye Sanat Galerisi'nde.