Sayfalar

30 Mayıs 2009 Cumartesi

INNOVATION semineri-Bahçeşehir Üniversitesi



Dün (29.05.2009) sabahın erken saatlerinde hiç bir işe elimi sürmeden ve gün içinde başka bir plan yapmadan doğru Bahçeşehir Üniversitesi'ne gittim. Çünkü internetten takip ettiğim kadarıyla program akışı oldukça çekici olan bir inovasyon semineri düzenlenmişti. Gittiğimde gördüm ki konunun çekiciliği kadar seminer havasıda oldukça farklı ve güzeldi. İstanbul'un eşsiz boğaz manzarasında, armut koltuklarda Türkiye'nin önde gelen liderlerini dinleme fırsatı sanırım ele kolay kolay geçmeyecek fırsatlardandır:D.

Seminerin ilk konuşmacısı olan Mühendislik Fakültesi dekanı Erol Sezer'in konuşmasına yetişemesemde Intel Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Yöneticisi Ayşegül İldeniz'in konuşması gecikmeyi çoktan unutturmuştu bile.

Ayşegül hanım pozisyonundan da tahmin edebileceğiniz gibi çok aktif, enerji dolu ve inanılmaz tecrübeli birisi. Bu enerji ve tecrübesini de gençlere aktarmak için elinden geleni yapıyor.
Konuşmasında ilk olarak Intel'in dünya piyasasındaki durumundan ve politikalarından bahsetti ki işlemci sektöründe lider diyebileceğimiz bir firmanın üst düzey yöneticisinden bunları dinlemek çok zevkliydi. Intel'in sektörde pazarın %90-92 sine sahip olduğunu, bunun da rekabet sayesinde meydana geldiğini "rakiplerimiz iyiyi üretiyor biz daha da iyiyi üretiyoruz"diyerek belirtti. Ayrıca Türkiye'dede pazarın %88-90 ına sahip olması Türkiye'de yatırım yapmak için çok geçerli bir sebep.

Daha sonra inovasyon ve girşimcilik üzerinde durdu ve google, facebook gibi markaların kişi odaklı olmasının artık dünyada "SEN ÇAĞI"nın başladığının ispatı olduğunu vurguladı. Sonuç olarak girişimcilk ve inovasyonun ülkemizi kalkındıracak önemli faktörlerden olduğundan ve bunun örneklerinden bahsettikten sonra alkışlar arasında bizlere veda etti.

Sıradaki konuşmacıysa e-tohum kurucusu Burak Büyükdemir di. Sahneye çıkar çıkmaz dinleyicilere bloglarının veya sitelerinin olup olmadığını, olanlara nasıl ve ne hakkında yazdıklarını sordu. Daha sonra internet fikrinin nasıl ortaya çıktığından bir başladıki biz konuşmanın ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini anlayamadık bile :D

Söylediğine göre internet fikri ilk olarak 5o'li yıllarda savaş zamanında devletlerin askerler arasında iletişimi daha kolay hale getirebilme düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Daha sonralarda yapılan ilk somut çalışma ise 70'li yıllarda Amerika'da 2 üniversitenin 2 bilgisayarı arasında kurulan ve ilk mesajlaşmada çöken ağ olmuş. Tabi bu deneme internetin temelini de oluşturmuştur. Bu süreçten bahsettikten sonra 90'lı yıllara atladık ve o yıllarda internete bakış açısını, internetin Türkiye'ye gelmesini ve tepkileri analiz ettik.


Girişimcilik konusunda da oldukça yararlı bilgiler verdi. Türkiye'de girişimci olmanın zor olduğunu, ilk başarısızlıkta girişimcinin yerden yere vurulduğunu, diğer ülkelerde ise girişimcinin başarısız girişimleri kadar saygı gördüğünü özellikle vurguladı ve bu konuda bu tür düşüncelerin aşılması gerektiğinden bahsetti. Hatta konuşmasında "benim fikrim milyon dolarlar edecek diyen var mı?"diye sordu ve birisi "evet benim bir fikrim var"dedi. Her ne kadar fikir sahibi ısrarlara rağmen fikrini açıklamasada fikrini uygulamak için iddialı olduğunu, planlı çalıştığını, patent konularını hallettiğini ve birazda fikrinin maliyetini bizlerle paylaştı.

Konuşmanın sonlarına doğru yemeksepeti.com'un, çember.net(artık XING)'in, gittigidiyor'un keyif dolu hikayelerini Burak Büyükdemir'den dinledik. Kendi kariyerinden ve kısaca neler yaptığından bahsetti. Konuşma sonunda da beraber resim çekinme fırsatını tabiki kaçırmadım:D


Günün ilk yarısının son konuşmasını Marmara Üni. ve Bilgi Üni. Öğretim üyesi Prof. Dr. Şule Özmen yaptı. e-ticaret dersleri veren, kitapları olan kısaca bu konuda uzman diyebileceğimiz çok değerli bir insan. Daha yakından tanımak için burdan..


Konuşmacı olmasına rağmen seminerin ilk konuşmasından itibaren bütün konuşmalara katıldı ve dikkatle takip etti. Kendi konuşmasındaysa e-ticaret ten, yeni ekonominin kurallarından bahsetti. Şirket kurmayı düşünenlere bazı tavsiyelerde bulundu ve son olarak "bir işe giriliyorsa ortak en iyi arkadaş değil, en iyi iş yapan olmalıdır"-bence nokta vuruşlardan birisiydi-dedi ve bitirdi.

Programın diğer konuşmacılarından IBM Türk Ülke Teknoloji Lideri Suat Kızıltaş inovasyonun nerede nasıl yapılacağından ve IBM'in inovasyona verdiği önemden bahsetti.

GYİAD Yönetim kurulu başkanı Pınar ECZACIBAŞI Türkiye'de girişimcilikten ve GYİAD'ın bu konuda yaptığı proje ve yarışmalardan bahsetti ve daha sonra öğrencilerin sorularını aldı.


Programın kalan kısmına katılamadım ama çok fazla şey kaybettiğimi düşünüyorum. Çünkü diğer konuşmacılar da birbirinden değerli ve önemli kişilerdi;


-Turkcell 3G Proje Yöneticisi Levent Acarer

-KAGİDER Kurucusu ve Yönetici Koçu Yasemin Tutal Güzelkan
-Kariyer Genç’in Kurucusu ve Yöneticisi Nurettin Özdoğan

-Asus Ürün Müdürü Fatih Kerimoğlu

28 Mayıs 2009 Perşembe

3. Ulusal Kariyer Panayırı 2009

Sezonun sonlarına gelinirken öğrencilerin veya mezunların kariyerlerini iyi noktalara getirebilecekleri, staj ve iş bulma konusunda girişimde bulunabilecekleri etkinlikler sıcaklara rağmen son hızıyla devam ediyor.

Bu gün Harbiye Askeri Müze'de düzenlenen 3. Ulusal Kariyer Panayırı'na katıldım. Carrefour'dan YapıKredi'ye, AvivaSA'dan Kariyer.net'e birçok sektörden 100'e yakın firma PERYÖN sayesinde panayırda bir araya geldi. Herhangi bir şekilde (part-time, yarı zamanlı, tam zamanlı) iş arayan yeni mezun, öğrenci veya benim gibi staj arayışında olanların işten çıkarılma haberlerinin ve ekonomik krizin arttığı, iş bulmanın gerçekten zor olduğu bir dönemde şirketlerle yakın iletişime geçebilmesi için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Panayırın katılımcı firmaları açısından bakmak gerekirse, şirketlere kampanyalarının reklamlarını yapma ve açık pozisyonlarını daha kolay ve kaliteli elemanlarla kapatma imkanı sağlamıştır die düşünüyorum.

Panayırda şirketlerin yanı sıra farklı üniversitelerden öğrenci kulüplerinin olması da panayırı renklendirmiş. Marmara Üniversitesinden Endüstri Mühendisliği Kulübü ve Community Club
katılımcı kulüpler arasındaydı. Stand daki arkadaşlarla bir süre sohbet etme fırsatım oldu. Bu fuar kulüpler içinde kendi reklamlarını yapma ve etkinliklerini daha geniş kitlelere duyurma açısındanda iyi bir fırsat olduğu izlenimini aldım.

Panayır bugün itibariyle bitmiş değil yarın(29.05.2009) da devam edecek. Hatta şirketler 2.gün daha fazla katılım bekliyorlar. Katılmanızı tavsiye ederim. Yarının programına ve panayırla ilgili ayrıntılı bilgi ye buradan ulaşabilirsiniz...

Görüşmek üzere...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Bilgisayar diyalogları

Kabul etmek gerekir ki bilgisayar dünyası günlük yaşantımızdan çok farklı bir dünya. Özellikle bu sektörün içinde olanların işlerini iyi yapmaları için rutin yaşamlarının oldukça dışına çıkmaları gerekiyor. Çünkü girdiğiniz dünyanın dili, kuralları, düzeni, akışı tamamiyle farklı. Kastettiğim kişiler bilgisayarı hayattı kolaylaştırmak için kullanan insanlar değil, bu insanlarla bilgisayar arasında köprü olan, bilgisayarla insanlar arasındaki iletişimi sağlayan insanlardır.

Tabi sanal dünyanın dili, tarzı farklı olduğu için bu dünyanın içinde olan insanlarla bilgisayarı zorunluluktan kullanan insanlar arasında ilginç diyaloglar oluşması kaçınılmaz oluyor. Bende bu yazımda bu konuda yaşanmış topladığım "yok artık" dedirtecek bir kaç diyaloğu paylaşmak istedim;

*Aloo siyah ekran cikti efendim...
- Yazin kullanici adinizi,
- Yazdim.
- Parolanizi da girin,
- Tamam.
- Garip karakterler akmaya basladiginda klavyeden
F7'ye basin.
- Elimle mi ? .....
- Eee,siz bilirsiniz.

*-Benim sayfalarım gelmiyor.
-Şu anda yurtdışı çıkışımızı sağlayan uydudan kaynaklanan bir sorun var efendim.
-Bir ilgileniverseydiniz siz.
-Şey, uydu uzayda efendim.
-Ha, tamam o zaman.

*- Nasıl bir bilgisayarınız var Ömer bey?
- Beyaz (çileden çıkılır!!:D)

*- Günaydın. Size nasıl yardımcı olabilirim?
- Merhaba. Yazıcım çalışmıyor da...
- Anladım. "Başlat" tuşuna basar mısınız?
- Arkadaşım! Ben Bill Gates değilim. Bana öyle teknik konuşma!(yalan değil:S)

*Müşteri : Merhaba. Ben Aysu. Bilgisayarımdan çıktı alamıyorum. Her deneyişimde "yazıcı bulunamıyor" diye bir ikaz yazısı çıkıyor. Yazıcıyı kaldırdım ekranın önüne koydum, hâlâ "yazıcı bulunamıyor" diyor.

*- Şimdi ekranınızın üzerinde ne var hanımefendi?
- Eşimin doğum günümde hediye ettiği ayıcık. Niye?

* - Mehmet iki sayfa bir çıktım var. Alabilir miyiz?
- Hocam yazıcımız bozuldu, çalışmıyor.
- Ama iki sayfa sadece.

*- Şifrenizi söylüyorum: küçük c, büyük a, küçük n, 7
- 7 büyük mü, küçük mü?

*- Hangi anti-virüs programını kullanıyorsunuz efendim?
- Windows
- O anti-virüs programı değil efendim.
- Afedersiniz; internet explorer`dı.

* - Mehmet ben kendime internet sitesi yapmak istiyorum. Nasıl yapacağım?
- Bende uçak yapmak istiyorum. Nasıl yapabilirim acaba??

*- Buyurun efendim?
- Eee! İlk defa mail gönderiyorum da...
- Tamaam! Ben size yardım edeyim.
- Adresteki "a"yı yazdım da, çevresine daireyi nasıl çizeceğim?

*- Mehmet benim evdeki bilgisayarda virüs var. Ne yapayım?
- Hocam, ben size virüs programı getireyim o zaman?
- Yok yoook istemem virüs programı falan. Bir virüs yetiyor bana...

*- Merhaba, ben Ayşe. Disketimi yuvasından çıkaramıyorum da...
- Çıkartma düğmesine bastınız, değil mi?
- Elbette. Sıkıştı herhalde.
- Tamam hanımefendi, not alıyorum. Bir arkadaş gelir bakar.
- Bi dakka! Disket henüz yuvasına koymamışım, masanın üzerinde duruyor. Afedersiniz.

okuyup gülmesi zevkli ama bence anlatılmaz yaşanır:D..

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Google Position Finder




Günümüzün en yaygın arama motoru şüphesiz google. Sizin de bildiğiniz gibi google a bir kelime yazdığınız zaman sitenizin google da aldığı sıralamayı etkileyen seminerlere konu olan bir çok faktör var.

Tabiki herkesin hedefi sitesini sıralamada alabileceği en üst sırada görmektir ve kullanıcıların google a girdiği zaman sitesinin üst sıralarda çıkmasını istediği belli başlı kelimeler vardır değil mi?
İşte keyword lerinizin sitenizi google da kaçıncı sırada çıkardığını gösteren basit ama kullanışlı bir site;
Google Position Finder.

Yapmanız gereken sadece şekilde görüldüğü gibi "web adresi" kutucuğuna web sitenizi "kelime" kutucuğuna da istediğiniz herhangi bir kelimeyi girmek ve arkanıza yaslanıp sitenizin yazdığınız kelimede google daki sırasını öğrenmek.

Bu arada site sadece ilk 300 sonuç arasında sitenizi arıyor ve 5 dil seçeneği de cabası...denemek isteyenler burdan-->>>

ALAN TURING


Alan Mathison Turing (23 Haziran 1912 – 7 Haziran 1954);
İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi, modern bilgisayar biliminin kurucusu olarak görülmüştür. Modern bilgisayarların kavramsal temelini atmıştır.

Turing, Cambridge Üniversitesi'nde bilinen herhangi bir algoritmayı kullanarak hesap yapabilen "Turing Makinesi" olarak bilinen bir hesap makinesi tasarlamış ve kariyerinin daha sonraki yıllarında herhangi bir problemin çözümünü yapan programları depolayan ilk bilgisayarı tasarlamıştır. Şifreli mesajları analiz edip ne anlama geldiğini bulmuştur.

İkinci Dünya Savaşı'nda zekasını İngiliz gizli servisi için kullandı. İnanılmaz bir şekilde sayesinde sayısız gemi ve binlerce hayat kurtuldu. Nasıl mı?
O'nun Enigma adı verilen müthiş icadı, Alman deniz kuvvetlerinin denizaltılarla haberleşmek için kullandığı dili çözüyor ve sonuç olarak, İngiliz ticaret gemileri denizaltılar tarafından tahrip edilmeden yerlerine varabiliyordu. İkinci dünya savaşında müttefiklerin savaşı kazanmasında en büyük pay ona biçiliyordu. Yukarıdaki resimde Jin Wicked ın penceresinden Turing'in yorumunu görüyoruz. Bence çok iyi anlatmış:D

Turing ayrıca tez hocası Alonzo Church ile bir algoritmayla tarif edilebilecek tüm hesaplamaların dört işlem, projeksiyon, eklemleme ve tarama operasyonlarıyla tarif edilebilecek hesaplamalardan ibaret olduğunu ifade eden Church-Turing Hipotezi ni geliştirmiş ve Matematik tarihinede adını altın harflerle yazdırmıştır.

Turing hakkında ilginç bir bilgi ise 1952 yılında eşcinsellik suçlamasından yargılanıp 1 sene boyunca östrojen iğnesi almaya mahkum edilmiş olmasıdır.

1954 yılında potasyum siyanid zehirlenmesinden ölmüştür. Annesinin kaza iddiasına rağmen ölümün intihar sonucu olma ihtimali daha baskındır.

Adı ayrıca anısına verilen ve bilgisayar biliminin Nobel'i sayılan Turing Ödülü ile de akademik bilişim dünyasının bir parçası olmuştur.

Gelişim biyolojisi alanındaki en önemli matematiksel modellerden biri olan reaksiyon-difüzyon modeli de Turing tarafından formüle edilmiştir.

14 Mayıs 2009 Perşembe

NANOTEKNOLOJİ


Uzun bir aradan sonra blog uma nanoteknolojiyle alakalı bir giriş yazısıyla başlayıp uzun süren sessizliğime bir son vermek istedim. Nanoteknoloji isminden de anlaşalıcağı gibi nano boyutta (1nm =o,oooooooo1 m) maddelerle ilgilenen bilimdir.

Nanoteknoloji kelimesi ilk olarak Richard Feymann'ın ağzından duyulmuş ve Feymann ilk çalışmaları yapan kişi olarak bilinmektedir. Richard Feymann nanoteknolojinin (o zamanlar pek ciddiye alınmamasına rağmen) gelecekte ülkelerin gelişmişlik derecelerini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacağını görmüş ve iddialı açıklamalarda bulunmuştur.


Nanoteknolojinin birçok alanı kapsaması bu kadar önemli olmasını sağlıyor aslında. Şöyle ki tıp, çevre, malzeme bilimi, kimya, fizik gibi saymakta zorlanacağımız bir çok alanda etkisi olmaktadır ve olacaktır. İşte bu yüzden ABD, İsrail, Japonya başta olmak üzere bir çok ülke gelecek adına çok geç kalmamak için bütçesinden önemli rakamları nanoteknoloji çalışmalarına ayırmıştır.

Dünyanın gidişatına yön veren, günümüz büyük devletleri bu ünvanlarını korumak adına bu teknolojinin gücüne inanmış, gerekli yatırımları yapmaya başlamış ve sessiz sedasız çalışmalarını hızlandıradursun benim Türkiye'm bu konuda ne kadar hassas ve bu konuda yapılan çalışmalar neler? ve nanoteknolojiyle alakalı rakamsal verilerle konunun derinliklerine nümüzdeki günlerde yazmayı düşündüğüm bir yazı dizisiyle inmeyi hedefliyorum. Görüşmek üzere..
Teşekkürler...